27 Aralık 2009 Pazar

Trabzon Yapmadan Dönme

Sumela Manastırı-Trabzon'a veya komşu illere geldiyseniz, yazı başka güzel kışı ise esrarengiz bir görüntüye bürünen Sumela Manastırını kar altında görmeden, ve ziyaret etmeden,

Uzungöl-Ülke turizmine ve bölgenin tanınmasına önemli katkı sağlayan yaz kış ulaşımının sağlandığı, stresten ve şehir gürültüsünden ve hava kirliliğinden uzak, gönlünüzce eğlenip doğanın tadına varabileceğiniz ender güzelliklerden olan Uzungölü görmeden,

Ayasofya Müzesi-Selçuklu, Bizans ve Gürcü mimarilerinin ortak özelliklerini bir arada barındıran 13. yüzyıldan günümüze kadar değişikliğe uğramadan ulaşan Ayasofya Müzesini gezip görmeden,

Trabzon Kalesi-Yörenin en iyi korunmuş, denizden tepelere kadar uzanan Trabzon Kalesini gezmeden,


Atatürk Köşkü-Şehrin 7 km güney-batısında Soğuksu mevkiinde 19.yüzyıl sivil mimari örneklerinden olan ve Trabzon halkının Atatürk'e bir hediyesi olan Atatürk Köşkünü ziyaret etmeden,

Boztepe-Semaverinizin dumanı tüterken, çayınızda demlenirken, Trabzon'un genel görünüşünü, Karadeniz'i ve günbatımını hepsini birden seyretmek için Boztepe'yi çıkıp görmeden,

Çal Mağarası-Bölgemiz mağara turizmi açısından incelendiğinde zengin bir yapıya sahiptir. Özelliklede keşfedilen ve turizm hizmetine sunulanlar arsında büyüklük ve içerisindeki sarkıtı, dikiti, kendiliğinden oluşmuş çeşitli ilginç şekilleriyle, şelaleleri ve havuzcukları ile ilimiz merkeze 55 km uzaklıkta bulunan Türkiyenin en uzun mağaralarından olan Çal Mağarasını görmeden,

Han, Hamam, Tarihi Köprü-İlimizdeki şehirleşmenin Roma dönemi öncesinden başlayıp Roma-Bizans dönemi ile devam eden ve Osmanlının Trabzon'u fethiyle önemli bir ticaret merkezi haline gelen şehrin Osmanlı dönemi camileri, han, hamam, tarihi köprü ve su kemerleri ile birlikte kentin her zaman vilayet merkezi olmuş tarihi Ortahisar Mahallesini ve Trabzon Evlerini gezip görmeden,

Cephanelik-İrene Kulesi olarak bilinen ve Osmanlılar döneminde Cephanelik olarak askeri hizmetler alanında kullanılan mekanı görmeden, (Restorasyon çalışması nedeniyle iç bölümler ziyarete açılmamıştır)

Yayla Şenliklerini, Festivalleri-Karadeniz halkının geleneklerine bağlılığının önemli göstergelerinden olan Yayla Göçleri ve akabinde ulusal ve uluslararası bir düzeye ulaşan Yayla Şenlikleri, bahar ayı ile birlikte başlayıp (Mayıs-Ekim arası) kış mevsiminin yaklaşmasıyla sona erer. Yayla şenliklerini,
festivalleri, festivallerde kurulan dev horon halkalarını ve oksijen deposu olan yaylalarımızı görmeden,

Yöresel Yemekleri-Sumela Manastırı gezisi sonrası yol güzergahında bulunan ve diğer yerlerdeki lokantalarda, yöresel yemeklerinden kara lahana dolması, kaygana, mısır ekmeğini, Tereyağında alabalık, Hamsiköy'de Hamsiköy Sütlacını, Akçaabat Köftesini, Trabzon tereyağı ve peynirinden yapılan meşhur Kuymağı, ve adlarını saymakla bitiremeyeceğimiz yöreye özgü yemekleri yemeden,

Asla ve asla dönmeyin.



kelebek
kelebek script

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder