Şehrin ortasına yakın bir yerde dik ve sarp kayalar üzerine kurulmuştur.Savunma amaçlı kurulan kale, tarihi boyunca önemli kişilerin muhafazası ve hapsi amaçlı kullanılmıştır.Önce Selçuklular, daha sonra da Osmanlılar tarafından restorasyonu yapılmıştır.Üzerinde mescid ve levazım depolarıyla kale komutanın evi bulunmaktadır.Kalenin içinden şehre kadar inen Ceylan yolu ismiyle bilinen 362 basamaklı bir merdiven olduğu bilinmektedir.M.S.5. veya 6.yüzyılda kurulduğu sanılmaktadır.Kaleden Tokat’ın doyumsuz bir seyri vardır.Özellikle Sulusokak tarafında bulunan tarihi eserlerin yoğunlaştığı bölgenin görüntüsü seyredeni nostaljik bir duygunun büyüsüne kaptırmaktadır.Kalenin en yüksek burcunda Ayar Kalesi bulunmaktadır.
TAŞHAN
1631 yılında yaptırılan Taşhan büyük bir Osmanlı eseridir.Kuzey Güney konumunda kesme taş ve tuğladan dikdörtgen şeklinde ve iki kat olarak inşa edilen hanın ortasında büyük bir avlu yer almaktadır.112 odası ve bir mescidi bulunan hanın, her iki katında avluya bakan revaklar bulunmaktadır.Taşhan bulunduğu bölgeye farklı bir güzellik katmaktadır.Tarihi Taşhan’ ın yapı özelliği bozulmadan nostalji Kervansaray otele dönüştürme projesi sürdürülmektedir.
SULUHAN
Sulusokak’ ta Bedesten yanında yer alan hanın yapılış tarihi bilinmemektedir.Halen Belediye Aşevi olarak hizmet vermektedir.
PAŞAHAN
Sulusokağın sonundadır.1.Sultan Mahmut zamanında Zaralızade Mehmet Paşa zamanında 1752 yılında yaptırılmıştır.Paşa Han’ın kesme taştan yapılmış güzel bir porteli ve çevresi sağır duvarlarla çevrili bir avlusu vardır.
DEVECİ HAN (DEVELİK HAN)
Takyeciler Camiinin güneyindedir.Kendi haline terk edilmiş han harap durumdadır.İki katlı ve revaklı bir avlusu olan han kesme taş, moloz taş ve tuğladan yapılmıştır.
BEDESTEN VE ARASTA
Takyeciler camiinin doğusundadır.Evliya çelebinin “Sultan çarşısı kadar güzel bir çarşıdır.Halep ve Bursa çarşıları gibi gayet tertipli kurulmuştur.”dediği Bedestenler, İstanbul kapalı çarşısının Bedesten bölümüne çok benzerliği vardır.Tokat valiliğince restore edilerek yazma, bakır ve el sanatları satış yerleri olarak hizmete geçirilmesi projelendirilmiştir.
SAAT KULESİ
Behzat semtinde şehrin her yanından görülebilecek şekilde 1902 yılında yapılmıştır.Kapısı güney yönünde olup yüksekliği 33.metredir.Kesme taştan inşa edilmiştir.
SENTİMUR TÜRBESİ
G.O.P Bulvarı üzerindedir.Moğol emirlerinden Sentimuroğlu Nurettin’ e aittir. 1314 yılında yapılan türbe kesme taştan, kare mekan üzerine tuğladan örülmüş sekizgen yıldız planlı tromplu bir külahla örtülüdür.Doğu yönündeki penceresi barok karakterli olup renkli taşlar işlenmiştir.Türbe içerisinde Moğol emiri Sentimur oğlu Nurettin’in mezarı bulunmaktadır.
SÜMBÜL BABA ZAVİYESİ
1291 yılında yapılmıştır.Selçuklu mimarisinde az rastlanan asimetrik planına göre en ilginç yanı portalıdır.Gök mermerden yapılmış stalaktitli portalin çevresini bitkisel motifli rölyef bordür çevrelemektedir.
ALİ TUSİ TÜRBESİ
1233 yılında Selçuklu Devlet adamı Ali El Tusi tarafından kendisi için yaptırılmıştır.Mekan dört köşe olup üzerine sekiz köşeli tromplu bir kubbe oturtulmuştur.Güney cephesinde mozaik çini kaplı, sivri kemer alınlıklı iki dikdörtgen pencere yer alır.
ÇUKUR MEDRESE
1152 yılında yapılmıştır.En önemli özelliği 14 metre çapındaki tromplu kubbesinin ortasında 10 metreye yakın açıklığın olmasıdır.Anadolu’nun ilk medreselerinden biridir.Danişmentli Melik Nizamettin Yağıbasan tarafından yaptırılmıştır.Yapı iki yanda eyvanlı ve tonozlu odalarla çevrelenmiştir.Odalar ortasındaki kubbeli avluya açılırlar.
Ballıca Mağarası
Tokat'a 24 km uzaklıkta bulunan Ballıca Mağarası, muhteşem bir doğa oluşumudur. Yan kolları ile birlikte 680 m uzunluğa sahip olan mağaranın en yüksek ve en alçak bölümü arasındaki yükseklik 94 m'yi bulmaktadır.
İçine girildiğinde değişik bölmeleri değişik yapıları çağrıştırmaktadır. Halk arasında yapılan yakıştırmalar da baz alındığında, mağaranın değişik bölümlerinin aldığı isimler,yapılan gözlemleri haklı çıkarır niteliktedir.
Havuzlu Salon, sütün ve sarkıtların oluşturduğu dar bir geçitten sonra büyük bir ormana açılır. Sarkıt dikit ve sütunların dev boyutlara ulaştığı bu Damlataş Ormanı'nda kırmızı ve siyahın her tonundan süt beyaza kadar varan renk cümbüşü insanı büyülemektedir. Büyük Damla taşlar Salonu'nunda demirin başka bir türü olan limonit, kayalara sarı rengi verirken, yeşil ve mavi renklerin nedeni bakırın türevleri olan azurit ve malakit maddeleridir. Büyük Salon'dan çıkıldıktan sonra kuzey galeri ve salonlarına ulaşılır. Fosil Salon 18 m'lik bir inişle kuzeydeki son galeriye bağlanır. İçindeki yarasalardan dolayı Yarasalı Salon ismini de alan bu salonun uzunluğu 25-35m, genişliği 8-20 m arasındadır. Büyük blok ve kayaların bulunduğu Çöküntü Salonu, kuzey-güney yönünde gelişmiş büyük bir galeriye bağlanır. Dev sütunlarla çok sayıda salon ve odaya ayrılan ve Muhteşem Galeri olarak adlandırılan bu bölümde damla taşlar, soğana benzeyen (Soğan Salon) sarkıtlar yer almaktadır. Muhteşem Galeri büyük sütunlar tarafından üç belirgin salona ayrılmaktadır. Mantarlı Salon' da iri soğan sarkıtlar ile mantar şeklinde gelişmiş dikitler çok belirgindir.
Sütunlar Salonu (Dondurma Salon) tavanı 15 m yükseklikte muhteşem bir görünümdedir. Genç Salon mağaranın en yeni ve en son oluşmuş bölümüdür.
Mağaraların süzülmüş, polen ve tozlardan arınmış bol oksijenli havası astımlı hastalara iyi gelmekte, daha kolay nefes almalarını sağlamaktadır.
Mağara çevresindeki tesislerde yöresel el sanatları sergilenmektedir (İlginç El Baskısı ya da Serigrafi Yazmalar, ve Örtüler). Yöre kadınların pişirdiği Çökelekliler ve Tokat Kebabı'nın lezzeti, mağaranın muhteşemliğini perçinlemektedir.

Tokat'a 24 km uzaklıkta bulunan Ballıca Mağarası, muhteşem bir doğa oluşumudur. Yan kolları ile birlikte 680 m uzunluğa sahip olan mağaranın en yüksek ve en alçak bölümü arasındaki yükseklik 94 m'yi bulmaktadır.
İçine girildiğinde değişik bölmeleri değişik yapıları çağrıştırmaktadır. Halk arasında yapılan yakıştırmalar da baz alındığında, mağaranın değişik bölümlerinin aldığı isimler,yapılan gözlemleri haklı çıkarır niteliktedir.
Havuzlu Salon, sütün ve sarkıtların oluşturduğu dar bir geçitten sonra büyük bir ormana açılır. Sarkıt dikit ve sütunların dev boyutlara ulaştığı bu Damlataş Ormanı'nda kırmızı ve siyahın her tonundan süt beyaza kadar varan renk cümbüşü insanı büyülemektedir. Büyük Damla taşlar Salonu'nunda demirin başka bir türü olan limonit, kayalara sarı rengi verirken, yeşil ve mavi renklerin nedeni bakırın türevleri olan azurit ve malakit maddeleridir. Büyük Salon'dan çıkıldıktan sonra kuzey galeri ve salonlarına ulaşılır. Fosil Salon 18 m'lik bir inişle kuzeydeki son galeriye bağlanır. İçindeki yarasalardan dolayı Yarasalı Salon ismini de alan bu salonun uzunluğu 25-35m, genişliği 8-20 m arasındadır. Büyük blok ve kayaların bulunduğu Çöküntü Salonu, kuzey-güney yönünde gelişmiş büyük bir galeriye bağlanır. Dev sütunlarla çok sayıda salon ve odaya ayrılan ve Muhteşem Galeri olarak adlandırılan bu bölümde damla taşlar, soğana benzeyen (Soğan Salon) sarkıtlar yer almaktadır. Muhteşem Galeri büyük sütunlar tarafından üç belirgin salona ayrılmaktadır. Mantarlı Salon' da iri soğan sarkıtlar ile mantar şeklinde gelişmiş dikitler çok belirgindir.
Sütunlar Salonu (Dondurma Salon) tavanı 15 m yükseklikte muhteşem bir görünümdedir. Genç Salon mağaranın en yeni ve en son oluşmuş bölümüdür.
Mağaraların süzülmüş, polen ve tozlardan arınmış bol oksijenli havası astımlı hastalara iyi gelmekte, daha kolay nefes almalarını sağlamaktadır.
Mağara çevresindeki tesislerde yöresel el sanatları sergilenmektedir (İlginç El Baskısı ya da Serigrafi Yazmalar, ve Örtüler). Yöre kadınların pişirdiği Çökelekliler ve Tokat Kebabı'nın lezzeti, mağaranın muhteşemliğini perçinlemektedir.
kelebek
kelebek script
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder